Ana içeriğe atla

Mondros Ateşkes Anlaşması Nedir?

Mondros Ateşkes Anlaşması (30 Ekim 1918)

Genel Durum:

Padişah V. Mehmet Reşat, 3 Temmuz 1918’de ölünce 4 Temmuz 1918’de yerine VI. Mehmet Vahdettin tahta çıkmıştı. Bu dönemde İttihat Terakki ve Talat Paşa Hükümeti, I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında oldukça yıpranmıştı. Mondros Ateşkesi öncesinde zor durumda kalan Talat Paşa, 8 Ekim 1918’de hükümetten istifa etti. Sadrazamlığa Tevfik Paşa getirildi. Fakat Tevfik Paşa yeni hükümeti kuramadı. Bunun yerine Ahmet İzzet Paşa padişah Vahdettin tarafından görevlendirildi. 14 Ekim 1918’de Ahmet İzzet Paşa Hükümeti kuruldu. 

Ahmet İzzet Paşa, Osmanlı Mebusan Meclisi’nde hükümet programını okudu. Programda belirtilen hususlardan biri de İtilaf Devletleri ile ateşkes anlaşması yapmaktı.  Zaten İtilaf Devletleri güney tarafından, Suriye’den tehdide başlamışlar, Trakya tarafından da Yunan ve Fransız kuvvetleri İstanbul’a yaklaşmışlardı. Talat Paşa Hükümeti bir ateşkes ortamı arasa da bulamamıştı. O dönemde Osmanlı siyasal çevreleri, Almanya’dan önce ateşkes yapılırsa, İtilaf Devletleri’nin kendilerine hoşgörülü olacaklarını düşünmüşlerdi.

17 Nisan 1916’da Kutü’l Amare’de tutsak alınan İngiliz General Townshend, büyük Ada’da gördüğü iyi davranışlara karşılık olarak, ateşkes için aracılık yapmayı Osmanlı Hükümeti’ne önerdi. 18 Ekim’de İtilaf Devletleri yetkilileriyle görüşmek üzere İngiltere’nin Akdeniz Donanma Komutanı olan Koramiral Calthorpe gönderildi. Amiral Calthorpe, 23 Ekim’de Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’ya bir telgraf çekerek ateşkes görüşmeleri için Osmanlı temsilcilerinin gönderilmesini bildirdi.

Sadrazam Ahmet İzzet Paşa ile padişah Vahdettin arasında bu dönemde çıkan bir sorun; ateşkes görüşmeleri için gönderilecek delegelerin seçimiydi. Vahdettin, Damat Ferit üzerinde ısrar ediyordu. Fakat Ahmet İzzet kabinesi istifa noktasına gelesiye kadar buna karşı çıkmaktaydı. Bu durumda Vahdettin bu düşüncesinden vazgeçmek zorunda kaldı. Nihayetinde Bahriye Nazırı (Deniz Bakanı) Rauf Bey başkanlığında, Hariciye Nazırlığı (Dışişleri Bakanlığı) Müsteşarı Reşat Hikmet, Kurmay Yarbay Sadullah Bey’in oluşturduğu heyet görüşmelere katıldı.



Ateşkes Heyetine, İstanbul Hükümeti 8 maddelik bir yönerge verdi. Yönergede özet olarak şunlar belirtilmişti:

1-Yunan gemilerinin geçmemesi koşuluyla Boğazlar, savaş ve ticaret gemilerine açık tutulacak.

2-Güvenliği sağlayacak birlikler dışındaki Türk birliklerinin terhisi kabul edilecek.

3-Ateşkesin imzalandığı gün, cephelerde de saldırı durdurulacak.

4-Osmanlı’nın yönetimine karışılmayacak.

5-Türk topraklarına asker çıkartılmayacak.

6-İtilaf Devletleri’nden Osmanlı’ya ekonomik yardım sağlanmaya çalışılacak.

Padişah ise ateşkes heyetine; hilafet, saltanat ve Osmanlı hanedanının haklarının dokunulmazlığının sağlanması ve ayrıca bazı eyaletlere özerklik tanınabileceği ancak bağımsızlık verilmemesi gerektiği, telkininde bulunmuştu.

Osmanlı delegasyonu,26 Ekim’de Limni Adası’ndaki Mondros Limanı’na vardı. Görüşmeler 27 Ekim’de, sabahleyin başladı. Anlaşma taslağı Osmanlı heyetine okundu. Taslakta önemli bir değişiklik yapılmayacağını da vurgulandı. Osmanlı Heyeti 30 Ekim’de ağır koşulları olan Mondros Ateşkesi’ni imzaladı. 

30 Ekim 1918’de Ege Denizi’nin Limni Adası’ndaki Mondros Limanı’nda Agamemnon zırhlısında Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandı.

ANLAŞMANIN TÜM MADDELERİ
    
1-Karadeniz’e geçmek için Çanakkale ve Karadeniz (İstanbul) Boğazları’nın açılması ve Karadeniz’e geçiş sağlanacaktır. Boğazlardaki askeri mevkiler İtilaf Devletlerine devredilecektir.

2-Osmanlı sularında tüm torpil tarlaları ile torpidolar ve diğer engeller İtilaf Devletleri’ne gösterilecek ve bunlar taramak ya da ortadan kaldırmak için İtilaf Devletlerine yardımcı olunacaktır.

3-Karadeniz’de bulunan torpil yerleri hakkındaki bütün bilgiler Anlaşma (İtilaf) Devletleri’ne verilecektir.

4-itilaf Devletleri’nin savaş esirleri ile Ermeni esirler ve tutuklular İstanbul’da toplanacak, kayıtsız- şartsız İtilaf Devletlerine teslim edilecektir.

5-Sınırların korunması ve iç güvenliğin sürdürülmesi gerekli görülecek asker gücünün dışında kalan Osmanlı birlikleri terhis edilecektir.

UYARI: Bu madde ile Anadolu işgal edildiğinde Osmanlı halkı savunmasız bırakılmıştır. Ayrıca iç güvenliğin sağlanması amacıyla Osmanlı birlikleri görevlendirilmişti. Bundaki temel amaç ise; ateşkesin uygulanmasında Türklerin karşı çıkmaları halinde bunlara karşı bir güç oluşturmaktı. Böylece Türkler Anadolu’da karşı karşıya getirilecekti.

6-Osmanlı karasularında kolluk ve buna benzer konular için kullanılacak küçük gemiler dışında Osmanlı sularında bulunan tüm savaş gemileri İtilaf Devletleri’ne teslim edilerek belirtilen limanlarda demirli tutulacaktır.

7-İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit eder herhangi bir durumla karşılaşırlarsa ülkenin bütün stratejik noktalarını işgal etme hakkına sahip olacaklardır.

UYARI: Bu madde Wilson İlkeleri’ne aykırıdır. Türklerin bu madde ile Anadolu’da bağımsız bir devlet kurma hakkı bile kalmayabilirdi. Osmanlı Devleti bu madde ile varlığını hukuken sürdürmekle birlikte fiilen yıkılmıştır. Ünlü 7. Madde, Anadolu’da işgalleri başlatmıştır. Osmanlı Devleti işgaller karşısında duyarsız kalmış, halk bu işgallere karşı Kuvay-ı Milliye hareketleriyle direnmiştir.

8- Halen Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan tüm liman ve demir yollarından İtilaf Devletleri yararlanacak ve bunlar İtilaf Devletleri’nin savaş halinde olduğu devletlere yönelik olarak kapalı tutulacaktır.

9-İtilaf Devletleri, Osmanlı tersaneleri ve limanlarındaki tüm gemi onarım araçlarını kullanacaklardır.

10-Toros Tünelleri İtilaf Devletleri’ne teslim edilecektir.

11-İran’ın kuzeybatı bölgesindeki Osmanlı kuvvetlerinin savaştan önceki sınırın gerisine çekilmesi konusunda önceden verilen emre uyulacaktır. Kafkasya ötesinde daha önce Osmanlı kuvvetleri tarafından bir bölümü boşaltılan yerlerin geri kalan bölümü de İtilaf Devletleri tarafından durum yerinde incelendikten sonra istenirse boşaltılacaktır.

12-Hükümet haberleşmeleri dışındaki telsiz, telgraf ve hatlar İtilaf Devletleri memurları tarafından denetlenecektir.

13-Denizle, askerle, ticaretle ilgili araçların yok edilmesi önlenecektir.

14-Ülkenin gereksinimi karşılandıktan sonra geri kalan kömür, akaryakıt ve deniz gereçleri İtilaf Devletleri tarafından satın alınacak. Bunların hiçbiri Osmanlı hükümeti tarafından dışarıya satılmayacaktır.

15-Tüm demir yolları İtilaf Devletleri subayları tarafından denetim altında bulundurulacaktır. Bu demir yolları arasında ve halen Osmanlı hükümetinin denetiminde bulunan Kafkas demir yolu tam olarak İtilaf Devletleri’nin memurlarına bırakılacaktır. Ancak halkın gereksiniminin karşılanması gözden uzak tutulmayacaktır. Batum’un ele geçirilmesi işbu madde içindedir. Osmanlı Hükümeti Batum’un ele geçirilmesine itiraz etmeyecektir.

16-Hicaz’da, Asir’de, Yemen’de, Suriye’de ve Irak’ta bulunan Osmanlı birlikleri en yakın İtilaf Devletleri komutanlığının boyunduruğuna girecektir. Kilikya’daki (Adana) birliklerin güvenliğini korumak için gerekli olandan fazlası beşinci maddedeki koşullara dayanarak kararlaştırıldığı şekilde geri çekilecektir.

17-Trablus ve Bingazi’de bulunan Osmanlı subayları en yakın İtalyan birliklerin emrine girecektir. Osmanlı subaylarının bu emre uymamaları durumunda, Osmanlı Hükümeti bunlarla haberleşmeyi kesmeyi ve bunlara yardım etmemeyi kabul edecektir.

18-Trablus ve Bingazi’de Osmanlıların elinde bulunan limanları en yakın İtilaf Devletleri birliklerine teslim edilecektir.

19-Alman, Avusturya asker ve sivil memurları ile vatandaşları bir ay içinde, uzak yerlerde bulunanlar da bir aydan sonra en kısa sürede Osmanlı topraklarından çıkarılacaktır.

20- Beşinci madde gereğince terhis edilecek olan Osmanlı kuvvetlerine ait silah, cephane, taşıma araçlarının kullanılma biçimi hakkında verilecek emre uyulacaktır.

21-İtilaf Devletleri’nin çıkarlarını korumak için Osmanlı Besin Sağlama Bakanlığı’nda (İaşe Nezareti) İtilaf Devletleri temsilcileri bulunacaktır. Kendilerine bu konuda gerekli görülen tüm bilgiler verilecektir.

22-Osmanlı savaş esirleri, itilaf Devletleri sivil savaş esirleri ile askerlik çağı dışında olanların serbest bırakılması konusu dikkate alınacaktır.

23-Osmanlı Devleti bütün müttefikleriyle tüm ilişkisini kesecektir.

24-Doğuda altı ilde (Vilayat-ı Sitte: Erzurum, Van, Bitlis, Sivas, Harput, Diyarbakır) karışıklık çıktığında bu iller itilaf Devletleri tarafından kontrol altın alınacaktır.

UYARI: Bu maddedeki amaç, Doğu bölgesinde bağımsız bir Ermeni Devleti kurmaktır.

25-İtilaf Devletleri ile Osmanlı hükümeti arasındaki savaş 1918 yılı ekiminin otuz birinci günü yerel saatle öğle zamanı kesilecektir.



GENEL YORUM: Mondros Ateşkes Anlaşması; adı üstünde bir ateşkes anlaşması olmasına rağmen, gerçekte Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden silinmesine, yok edilmesine ortam sağlayan koşullarla dolu bir belgeydi. Bağımsız devlet olgusu bir kenara artık bir devletten söz etmek bile gereksiz kalmıştı.

Osmanlı Mebusan Meclisi oy birliğiyle Mondros Ateşkesi’ni kabullenmişti. Padişah Vahdettin: ‘’ Koşulların çoğu ağır olmasına rağmen kabul edelim. Biz sonra İngilizlerin hoşgörüsüne kavuşacağız.’’ demişti. Sadrazam Ahmet İzzet Paşa da temkinli olmasına rağmen Bulgaristan’a kabul ettirilen Selanik Ateşkesi’ne göre Mondros’un hafif olduğunu belirtmekteydi. İstanbul Hükümeti, kamuoyuna iyimser bir hava yaymakta bu da kamuoyunda bilinçsizce sevinçle karşılanmaktaydı.

Sonuç olarak 13 Kasım 1918’de İtilaf Devletleri’ne ait 55 parçalık donanma, İstanbul’u fiilen işgal etti. Böylece Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı Devleti fiilen yıkıldı.

Yazar: Ali ÇİMEN    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hicrî Takvim Miladi Takvime Nasıl Çevrilir?

Örnek: Hicrî 1431 yılını Miladi Takvime Çevirme Aşamaları: I. Aşama : 1441 Hicrî yıl 33 sayısına bölünür. Çünkü 1 Hicri yıl yaklaşık 354 gündür. Hicrî takvim kamerî, yani aya dayalı düzenlenir. Güneşe dayalı düzenlenen Miladi Takvimde ise 1 miladi yıl yaklaşık 365 gündür. İki takvim arasında bir yıllık sürede 11 günlük fark görülür. Bu fark toplamda her 33 yılda 1 yıl olmuş olur. 1431/ 33 = 43,36...→ yaklaşık 43. Böylece 33 yılda 1 yıllık farktan 1431 yılda kaç yıl fark olduğu ortaya çıkar. II. Aşama :  Yukarıda çıkan sonuç, Hicri yıldan çıkarılır. 1431-43= 1388 Böylece Hicri Takvimin Miladi takvim ile arasındaki fark düzeltilmiş oldu. III. Aşama : Yukarıda çıkan sonuç yıl farkı alınmış hicri tarihtir. Son olarak bu sonuca iki takvim arasında 622 yıl farkı eklenir. Hicrî Takvim başlangıcı, İslam Dini Peygamberi Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye Hicreti olayıdır. Bu olay Miladi 622'de olmuştur. 622 rakamı   iki takvim arasındaki yıl farkı

Tevaif-i Mülük Devletler Ne Demektir?

   Abbasi Devleti'nin (750-1258) merkezi otoritesinin zayıflaması ve Abbasiler'e bağlı yöneticilerin (Emir'ül Umeralar) kendi bölgelerinde bağımsızlıklarını ilan etmeleri ile ortaya çıkan feodal devletlere Tevaif-i Mülük Devletler denir. Tevaif'ül Mülük Devletler, Abbasiler'in çözülmesine ve parçalanmasına zemin hazırlamıştır.  Ayrıca BKZ. → Emir'ül Umera Nedir? ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/08/emirul-umera-nedir.html Tevaif-i Mülük Devletler    şunlardır: * Mısır 'da; - Tolunoğulları (Mısır'da kurulan ilk Türk- İslam Devleti) - İhşitler (Akşitler) (Mısır'da kurulan 2. Türk-İslam Devleti) Ayrıca BKZ. → Hicaz'a egemen olan ilk Türk devleti ↴ http://www.sessiztarih.net/2014/05/hicaza-egemen-olan-ilk-turk-devleti.html - Fatimiler (Şii Arap Devleti) * İran 'da; - Tahiriler - Saffariler - Büveyhoğulları * Horasan 'da; - Samanoğulları * Kuzey Afrika 'da; - Ağlebiler - İd

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay