Ana içeriğe atla

Coğrafi Keşiflerin Sonuçları Nelerdir?

Coğrafi Keşiflerin Sonuçları

1- Yeni kıtalar ve yeni adalar keşfedildi.

2- İspanya ve Portekiz sömürge imparatorlukları kurmaya başladı.

3- Ümit Burnu bulundu. Akdeniz ticareti, Ümit Burnu'na kaydı.

4- Atlas Okyanusu kıyısındaki limanlar; Lizbon, Paris, Londra, Bordo (Bordeux), Le Havre, Anvers, Rotterdam, Amsterdam önem kazandı. Osmanlı Devleti başta olmak üzere Akdeniz'de ticaret yapan Venedik ve Cenevizliler ekonomik açıdan büyük darbe yedi.

NOT: Coğrafi Keşiflerden en fazla zarar gören ülke Osmanlı Devleti oldu. Duraklama ve Gerileme dönemlerini yaşamasında ticaret yollarının değişmesi nedenlerden biri oldu. Neden-sonuç ilişkisi çerçevesinde Orta Doğu bölgesi önce Portekiz'in sonra da İngiltere'nin sömürgesi oldu.

 NOT: 1869'da Süveyş Kanalı'nın açılması ile Akdeniz Limanları yeniden önem kazanmaya başladı.

5- Baharat Yolu önemini kaybetti. 

NOT:Yavuz Sultan Selim (1512- 1520) döneminde Mısır Seferi ile Baharat Yolu'nun en önemli kavşakları Mısır ve çevresi fethedilmişti. Fakat Coğrafi Keşifler ve Osmanlı Devleti'nin başarısız Hint Deniz Seferleri bu yolun önem kaybetmesine yol açtı.

6- Keşfedilen değerli madenler Avrupa'ya taşındı. Avrupa ekonomisi düzeldi.

NOT: Coğrafi Keşiflere kadar zenginlik kaynağı toprak iken, bundan sonra zenginlik kaynağı altın ve gümüş oldu. 



7- Avrupa'da Ortaçağ'da orta sınıf olan Burjuva sınıfı zenginleşti ve güçlendi. Sanat ve sanatçıları koruyan Mesen sınıfı oluşturuldu. Böylece Rönesans'a önderlik etti.

8- Sermaye birikimi arttı. Avrupa, sanayileşmeye ve Endüstri Devrimi'nin temellerini atmaya başladı.

9- Kara ticaret yolları deniz ticaret yolları ile rekabet edemedi. İslam dünyası bu durumdan olumsuz etkilendi.

10- Halkın kiliseye ve ruhban sınıfına olan güveni gittikçe azaldı. Reform hareketlerine neden oldu.

11-Dünyanın yuvarlak olduğu kanıtlandı.

12- Merak ve araştırma isteği güçlendi.

13- Yeni ırklar, kültürler, hayvanlar tanındı.

14- Kakao, vanilya, domates, tütün, pamuk, patates, şeker kamışı gibi yeni bitkiler tanındı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl