Ana içeriğe atla

Atatürk ve Nöbetçi Türk Askeri

Atatürk'ten Anılar 14: Atatürk ve Nöbetçi Türk Askeri

1930 sonrası Avrupa, faşist ve yayılmacı iktidarların lider olduğu bir dönemdeydi. Sınırlarını korumak için Türkiye Cumhuriyeti, özellikle Ege kıyılarında güvenliği artırıyordu. Herhangi bir sızmaya karşı askerler devamlı uyarılıyordu.

Bir gün Atatürk'ün teftişe geleceği duyuldu. Atatürk, beklenilen gün teftişe geldi. Savunma mevzilerinden birine giden yolun dönemmecinde birdenbire durdu. Yanındakilere beklemelerini söyledi. Mevziye doğru kendi başına gitmeye karar verdi. Alandaki bir mehmetçiğin yanına doğru yürümeye başladı. Uzaktan gelen sivilin kendisine yaklaştığını gören nöbetçi mehmetçik, silahına davrandı. daha fazla yakşalmasına izin vermeden gür bir sesle ''Dur'' çekti. Atatürk bu ihtarla durdu ve konuşmaya başladı:

-Sen beni tanımıyor musun? Ben kimim?

-Mustafa Kemal Paşa'sın komutanım

-Peki sen benim Mustafa Kemal olduğumu biliyorsun da hala neden yasak, diyorsun?

Mehmetçik kısa bir süre sessiz kaldı. Sessizce düşünmeye başladı. Herlade teftişten haberi vardı. Fakat Atatürk'ün yanında bir kalabalık grupla buraya gelmesi gerekmez miydi? Mehmetçik, bu düşünceler arasında şu konuşmayı yaptı:

-Komutanım, Mustafa Kemalsin Mustafa kemal olmasına fakat düşmanların işine akıl sır ermez. Birni sana benzetir içeri sokarlar. Bizim yüzbaşıyı al da birlikte gelseniz keşke komutanım.

Bu olay Atatürk'ün hoşuna gitti. Geri döndüğünde komutanlarına bunu anlattı. Nöbetçi er, bundan sonra da çavuşluğa yükseltildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl