Ana içeriğe atla

Tunalı Hilmi Bey Kimdir?

Tunalı Hilmi Bey

Tunalı Hilmi Bey
Siyaset ve devlet adamı, Jön Türkler (Genç Osmanlılar) hareketinin önemli bir ismi; köylü, işçi, kadın haklarının savunucusudur. Yaptığı kanun teklifleri 1923 Türkiyesinin meclisinde kabul görmese de ki olumsuz tepkiler almıştır; Atatürk devrimlerine kaynak olduğu bellidir. Öyle ki kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasını istemesi, Türkçenin saflaştırılmasına değer vermesi bunun kanıtı olmalıdır.

Tunalı Hilmi Bey 1871’de Eskicuma’da (Bulgaristan) doğdu. Küçükken Osmanlı Rus Savaşı (93Harbi) nedeniyle ailesi ile birlikte İstanbul’a göç etti. Avrupa'da eğitim yaşamını sürdürürken Jön Türklere katıldı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde yer aldı. Cemiyetin Cenevre şubesini kurdu. Meşveret’te yazılar yazdı. Avrupa’da eğitim gören Türk öğrenciler için ‘’Osmanlı Talebe Cemiyeti’ni kurdu. Cemiyet adına Kahire’de görev aldı. Burada ‘’Hak’’ adıyla bir gazete çıkardı. 

1896’da Osmanlı İhtilal Fırkası’nı kurdu. Silahlı eylemi savunan bu parti-cephe örgütlenmesi Jön-Türk hareketinin yayılmasını hızlandırdı. Abdullah Cevdet ve İshak Sükuti ile birlikte Osmanlı Gazetesi’ni yayımladı. Tunalı Hilmi’nin Abdülhamit II aleyhine yaptığı bu çalışmaların kısıtlanması amacıyla ailesi üzerinden baskı kuruldu. Babası İsmail Efendi tutuklanarak Musul’a sürgüne gönderildi. Kardeşleri Fehmi, Faik ve Şükrü Beyler de bundan nasibini aldı. Kini artan Tunalı Hilmi Mısır’dan Paris’e oradan da Madrid’e geçerek aydınlanmasını sürdürdü. 1902’de Paris’te I. Jön Türk Kurultayı’nın toplanmasına öncülük etti. Abdülhamit II’nin tahttan indirilmesinden sonra İstanbul’a döndü.

Mütareke döneminde Bolu milletvekili olarak Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde bulundu. İstanbul ve Mebusan Meclisi İtilaf Devletleri tarafından işgal edilince Anadolu’ya geçti. Bolu milletvekili olarak TBMM’ye katıldı. Düzce Ayaklanmasının bastırılmasında ve Karadeniz Ereğlisi’ni işgal etmek isteyen Fransızlara karşı direnişin örgütlenmesinde görev aldı. 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun yani 1921 anayasasının hazırlanmasında görev aldı. 1923 ve 1927 seçimlerinde Zonguldak milletvekili olarak yeniden mecliste görev aldı. 1928’de İstanbul’da tüberküloz hastalığının da etkisiyle yaşamını yitirdi. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl