Mehteran
Mehteran |
Türklerde
askeri müziğin temelleri Büyük Hun Devleti’nden beri görülmektedir. Askeri
teknikte, çok uzaklardan duyulmaya başlanan bu ses, gitgide yaklaşarak düşmana
korku veren bir sese dönüşmekteydi. Köktürk Yazıtları’nda ‘’Tuğ’’, ‘’Küpürge’’
olarak adlandırılan dünyanın en eski askeri bandosu, Divan-ı Lügat-it Türk’te
hakanların huzurunda çalınan müzik olarak adlandırılmaktadır. Türklerde
hâkimiyetin sembolü olan tuğ; küvrük ( kös ), tomruk ( davul ), çenk ( zil ), Nay-i Türkî’den oluşan savaşlarda ve özel
günlerde müzik yapmaktaydı.
Selçuklularda
ise Nevbethane ya da Tabılhane diye adlandırılan Mehteran, Hunlardan beri iki
nefesli, dördü vurmalı altı temel çalgıydı. Bunlar; küvrük, tümrük, çöken,
boygur, çarığ, yurağ idi. ( İslamiyet ile birlikte, zurna, boru, zil, çevgan,
davul, kös )
DUA
Osmanlılara
Mehter, Osman Bey döneminde Türkiye Selçuklularından geçmişti. Rivayetlere
göre; Bizanslı tekfurlara karşı başarıyla fetihler yapan, İnegöl Kalesi’ni
fetheden Kayı aşireti lideri Osman Bey, Türkiye Selçuklu hükümdarı II. Alâeddin
Keykubat’ı memnun etmişti. Alâeddin Keykubat da Osman Bey’i kutladı. 1284’te
‘’Emirlik’’ nişanıyla birlikte egemenlik sembolü alem, tuğ, beyaz renkli
adaleti temsil eden sancak, davul göndermişti. Osmanlı Tarihi’nde ilk mehter
nevbeti yani konseri, 1289’da Söğüt’te Osman Bey’in huzurunda yapıldı. Böylece
Osmanlı’da Mehteran kurulmuş oldu. 1362’de Yeniçeri Ocağı’nın bir parçası
olarak Bektaşi geleneği ile Mehteran tarzını geliştirmeye devam etti. Osman Bey
ve komutanları nevbeti ayakta dinleyerek Anadolu Selçukluya hürmette
bulunmuşlardı. Ayakta nevbet dinlemek bundan sonra Osmanlı’da padişahlar
tarafından gelenek haline getirildi.
Öyle
ki düşman orduları sırf Mehteran’ı susturabilmek için savaş başlar başlamaz
Mehter Bölüğüne hücum ederdi. Osmanlı’da bağımsızlığın başlangıcı olarak da
kabul edilen mehteran, savaş meydanlarında gece karanlığında bile, ordugâh
nöbetçilerinin uyumaması için devamlı çalardı. Savaş sırasında ise padişahın ve
ordu komutanlarının yanında durup, savaş boyunca askerin cesaretini artırıp
düşmanı korkutmak için ne gerekiyorsa yapardı. Mehteran, yüzlerce yıl Mehter
musikisi marşları ile orduyu coştururken düşmanı canından bezdirdi.
HÜCUM MARŞI
Mehteran
müziği, klasik Türk musikisindeki makam ve usullerin kullanıldığı tek sesli bir
müzik olarak tanımlanabilir. Semai, murabba, kalenderi, nakış, cengi harbi,
peşrev formlarının yanı sıra serhat türküleri, Rumeli türküleri, fasıllar da
çalınmıştır. Müziklerin bestesi genellikle takımda görevli kişiler tarafından
yapıldı. Emir-i Hac, Zurnazen Edirneli Dağı Ahmet Çelebi, Nefiri Behram, II.
Gazi Giray, Hasan Can, Şah Murat, Zurnazen Başı İbrahim Ağa, Müstakim Ağa, Ham
Mali, Hızır Ağa bilinen mehter bestekârlarıydı. Yine Santuri Ali Ufki Bey’in Mecmua-i
Saz-i Söz, Kitab-ı İlmi’l Musiki Ala Vechil Hurufat adlı eserleri Mehteran
musikisini günümüze kadar taşımıştır.
HİCAZ PEŞREVİ
RAST PEŞREVİ
Mehteran,
XVIII. yüzyıla kadar askeri musikinin zirvesine oturdu. Avrupalı bestekârları
etkiledi. Bestekâr Mozart ve Haydn beste yaparken mehterandan ilham aldı. Büyük
Alman bestekâr Beethoven, büyük senfonisinin son bölümünü mehteran kösüyle,
davuluyla, zurnasıyla seslendirdi. Yaptığı Türk Marşı’nda da mehterden
etkilendi. Yine Alman bestekâr Wagner, bir mehter konserini dinlendiğinde ‘’İşte
musiki buna derler.’’ demişti. Lehliler,
Avusturya, Prusya daha sonra da Rus, Alman ve Fransızlar mehter takımından
esinlenerek mızıka takımları kurdular.
1826
tarihi, II. Mahmut döneminde, Osmanlı’da Bektaşilik tarikatının yasaklandığı,
Vakay-i Hayriye olarak bilinen Yeniçeri Ocağı’nın, Ahi Ocakları’nın, diğer
Kapıkulu Ocakları’nın kapatıldığı yıldı. 15 Haziran 1826’da Yeniçeri Ocağı
kapatıldı. Bundan nasibini Mehteran
da aldı. Fakat Mehteran’ın önemi yadsınamazdı. Bu yüzden III. Selim’in yakın
dostu Napolyon’un emekli bando subayı Giuseppe Donizetti’ye Mızıka-i Hümayun adıyla askeri bir
bando kurduruldu. Saray bandosu olan Mızıka-i Hümayun Avrupa örnek alınarak
derlenmişti.
Eski
Mehteran Takımı’nı yaşatmak, sembolik olarak temsil etmek için 1914’te askeri
müze bünyesinde Mehteran, yeniden kuruldu. 1935’te tekrar kaldırıldı. 1952’de
ise askeri müze bünyesinde yeniden kuruldu. Böylece günümüz Cumhuriyet
Türkiyesi’nde de yaşamaya devam etti.
Ceddin Deden (Mehteran ve Kızılordu)
Genç Osman (Mehteran ve Kızılordu)
Yorumlar
Yorum Gönder