Ana içeriğe atla

Maginot Hattı Nedir?



   Fransa’nın dünyanın en güçlü savunma hattını kurmak amacıyla, II. Dünya Savaşı öncesi oluşturduğu askeri savunma hattına Maginot Hattı denir. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa’nın bir daha işgal edilmemesi amacıyla Savaş Bakanlığı Müsteşarı Andre Maginot’un ortaya koyduğu bir savunma planıdır. Hiçbir zaman tam anlamıyla bitirilememiş bir hattır.

  Düşmanın bu hattı ele geçirmesi imkânsız gibi bir şeydi. Öyle ki Maginot Hattı; birbirine bağlantılı yer altı sığınaklarından oluşan, birbirinden bir top atımlık mesafede bulunan 50 savunma kulesi bulunan, askerlerin yaşaması için içinde her şeyin olduğu bir bölgeydi. Ana yapı dairesel kalelerdi. Tüneller buradaki ana yapılar arasında bağlantı sağlardı. İçerisine haberleşme sistemleri, hava temizleme sistemleri kurulmuş, enerji sağlamak için jeneratörler yapılmıştı. Kurulan bu hat II. Dünya Savaşı’na kadar hiç test edilmemişti.

Ouvrage Schoenenbourg girişi
   II. Dünya Savaşı’nda Almanya, bu hattı ele geçirdi. Maginot Hattının zayıf noktaları Belçika sınırı ve Ardennes Ormanları bölgesiydi. Fransızlar ise Belçika sınırından saldırı yapılacağını tahmin etmişler; askeri yığınaklarının büyük bir bölümünü buraya yapmışlardı. Fakat Almanlar bunun tam tersine Ardennes’ten saldırdılar. Maginot Hattı’nı yardılar. Aşılmaz denilen bu hattı aştılar. Belçika sınırına yığılmış Fransız askerlerini arkadan sararak esir aldılar. Kısa bir zamanda Almanya, Fransa’nın yaklaşık üçte ikisini işgal etti.  Böylece Maginot Hattı çöktü.



Derleyen: Ali ÇİMEN

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl