Ana içeriğe atla

Karamanoğlu Beyliği Kimdir?

Karamanoğlu Beyliği
(1256-1487)

Osmanlı Devleti’nin siyasal varlığını en son tanıyan Anadolu II. Dönem Türk Beyliklerindendir. 1243 Kösedağ Savaşı sonrası kurulan beyliktir. Osmanlı Kuruluş döneminde Osmanlı’dan daha güçlü olan beyliktir. Anadolu’da resmi dili Türkçe olan ilk beyliktir. Türkiye Selçukluları’nın mirasçısıdırlar. Yaşadıkları alan, İç Anadolu; Konya, Karaman bölgesidir.

Türkiye Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubat, Oğuzların Afşar boyundan olan Türkmen kolunu Gülnar, Mut ve Ermenek bölgesine yerleştirdi. Karamanoğlu Mehmet Bey güçlenince, Konya’ya saldırdı. Kenti ele geçirdiyse de Moğol-Selçuklu işbirliği ile kentten çıkarıldı. Mehmet Bey’in kardeşi Güneri Bey de birkaç defa Konya’yı ele geçirse de daha sonra kaybetti.

Moğol İlhanlı Devleti’nin Anadolu’dan ayrılmasından sonra Karamanlılar daha güçlü hale geldi. Osmanlı-Karaman çekişmesi de bundan sonra baş gösterdi. Karamanoğulları, kendilerini Türkiye (Anadolu) Selçuklularının mirasçısı olarak görüyorlardı. Konya’yı başkentleri yaptılar. Osmanlıların en büyük rakibi ve düşmanı hatta Osmanlı’dan daha güçlü konuma zaman zaman geldikleri belirgindi. Osmanlıların Balkanlar’da ilerlemelerini fırsat bildiler. Haçlılar ile bile Osmanlı’ya karşı ittifak kurdular.

Osmanlı’nın en çok uğraştığı beylik Karamanoğlu Beyliğiydi. Anadolu Türk siyasi birliğini oluşturmak isteyen Osmanlılar, Yıldırım Bayezit döneminde kontrolü sağlasa da Fetret Dönemi ile bu durum sona erdi. Karamanlılar Fatih Sultan Mehmet döneminde de kontrol altına alındı. Fakat daha sonra Cem Sultan II. Bayezit çekişmesi sırasında Osmanlı otoritesinden uzaklaştılar. Hatta bu dönemde Osmanlı’nın siyasi rakipleri ve düşmanları olan Venedik, Macar, Memlük (Türk Köle) Devleti ile işbirliği yaptılar. En sonunda II. Bayezit, 1487’de Osmanlı’nın Anadolu’daki en büyük sorunlarından biri Karamanoğlu Beyliği’ni tamamen ortadan kaldırdı.

Karamanoğlu Mehmet Bey, ilk defa Anadolu’da resmi dili Türkçe yapmıştı. Selçuklular zamanında resmi dil ve edebiyat dili Farsça, bilim dili ise Arapçaydı. Beylikler döneminde hem bilim hem de edebiyat dili Türkçe oldu. Anadolu beyliklerinin Türkçeden başka dil bilmemeleri, Arapça ve Farsçaya tepki duymaları bu durumun nedeniydi. Aşık Paşa (1272-1333) Garipname adlı eserinde başka dillere tepkisini dile getirmişti. 


Karamanoğlu Mehmet Bey

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yurt Açan-Yurt Tutan-Yurt Kurtaran Savaşları Nedir?

Tarihte; Malazgirt Savaşı "Yurt Açan Savaş", Miryokefalon Savaşı "Yurt Tutan Savaş", Büyük Taarruz "Yurt Kurtaran Savaş", Dandanakan Savaşı "Devlet Kuran Savaş" olarak nitelendirilir.    26 Ağustos 1071'de Büyük Selçuklu Devleti ile Anadolu'ya egemen olan Bizans İmparatorluğu arasında Malazgirt Meydan Savaşı yapıldı. BSD Sultanı Alparslan'ın orduları Romen Diyojen'in Bizans Ordusunu hezimete uğrattı. Bu savaştan sonra Türkler Anadolu'yu yurt edinmeye başladı. " Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı."    11 Eylül 1176'da Anadolu Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında Denizli-Isparta arasındaki bölgede Miryokefalon  ( Myriokephalon)  Savaşı yapıldı. Bizans İmparatorluğu'nun bu savaştaki amacı Türkleri Anadolu'dan çıkarmaktı. ASD Sultanı II. Kılıç Arslan'ın orduları Bizans ordularını bozguna uğrattı. Böylece Anadolu'nun Türk yurdu olduğu kesinleşti. Türklerin Anadolu'dan atılamay

Atatürk ve Dayısının Çiftliğindeki Günleri

Mustafa Kemal'in Çiftlik Hayatı Mustafa Kemal, Selanik Şemsi Efendi İlkokulu'nda okulun altıncı sınıfında, yani orta kısmının ikinci bölümünü de bitirdiği dönemde babası Ali Rıza Efendi'yi kaybetmenin (28 Kasım 1893) acısını yaşadı. Şok yaşayan aile Zübeyde Hanım'ın isteği üzerine bir müddet Selanik yakınlarındaki Langaza'ya gitti. Orada küçük Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa, çiftlikte çalışıyordu. Zübeyde Hanım maddi zorluklar yüzünden bu tercihi yapmıştı. Çiftlikte dayısı Hüseyin Ağa ile birlikte çiftlik işlerine yardım etti. Doğayla iç içe oldu. El becerilerini geliştirdi. Bakla tarlsında bekçilik yaptı. Bu çiftlikte bir dönem kalan Mustafa Kemal öğrenim hayatına da ara vermek zorunda kalmıştı. Mustafa'yı buradaki Rum Kilise Okulu'na yollamayı düşünmüşlerse de kendisi buna karşı çıkmıştı. Çiftliğin Arnavut yazıcısı Kamil Efendi'nin ve komşuları Hatice Hanım'ın verdiği derslerden de memnun kalmamıştı. Eğitim imkanından yoksun kalan bu

Gülbank Duası Nedir?

      Tekke âyinlerinde, saraylarda yapılan merâsimlerde, yeniçerilerin törenlerinde hep bir ağızdan yüksek sesle okunan ilâhi ya da duâlara GÜLBANG (Gülbank) denir.   Gülbanklar genellikle Türkçe ve topluca edilen dualardır.  Allah'a yalvarıp yakarma için söylenen dualardır. Yapılacak, ortaya konulacak iş; hayır, mutluluk, başarı getirsin diye yapılan dualardır.   Osmanlıca sözlükte ise Gülbang-ı Muhammedî, ezan demektir. Yeniçeri Gülbankı    Özellikle Bektaşilik, Mevlevîlik ve diğer bazı tarikatlarda çok yaygın bir dua geleneğiydi. Osmanlı Devleti'ndeki en stratejik askeri bölüklerden biri olan Yeniçeri Ocağı'nda bu gelenek yüzlerce yıl sürdürüldü. Yeniçeriler Bektaşîydi,  Ocağ-ı Bektaşîyân'dı.   Ayrıca  Mehteran Bölüğünde mehterbaşı da gülbank okurdu.      Özellikle tarihi Edirne Kırpınar Yağlı güreşlerinde ve diğer yağlı güreşlerde gülbank geleneği günümüze dek sürdürülmüştür. Yine esnaf teşkilatı olan Ahilikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık törenl